Elif'in Atlası

''Yaşa, Seyahat Et, Maceraya Atıl, Şükret ve Asla Pişman Olma''

İstanbul’un En Güzel Parkları ve Bahçeleri

İstanbul’un En Güzel Parkları ve Bahçeleri

Binaların iç içe, evlerin balkonsuz, apartmanların bahçesiz, ve mahallelerin parksız kaldığı İstanbul’da nefes almak iyice zor bir hal aldı. Ben de İstanbul’da yaşayanlara ilaç gibi gelecek şehrin en güzel yeşil alanlarını topladığım liste hazırladım. Önerileriniz varsa yorum olarak bırakabilirsiniz. Gelin İstanbul’daki park ve bahçeler listenize göz atalım.

İstanbul’un En Güzel Park ve Bahçeleri

SarıyerBelgrad Ormanı, Atatürk Arboretumu, Atatürk Kent Ormanı, Maslak Kasrı, Emirgan Parkı, Baltalimanı Japon Bahçesi, Ortaköy-Yeniköy Boğaz Hattı
FatihGülhane Parkı, İstanbul Üniversitesi Alfred Heilbronn Botanik Bahçesi
EyüpGöktürk Göleti Tabiat Parkı, Kemerburgaz Kent Ormanı
BeşiktaşEtiler Sanatçılar Parkı, Ulus Parkı, Yıldız Parkı, Bebek Parkı, Kuruçeşme Parkı, Dilek Sabancı Parkı, Abbasağa Parkı
ŞişliMaçka Demokrasi Parkı, Ihlamur Kasrı ve Dünya Barış Parkı
ÇatalcaÇilingoz Tabiat Parkı
KadıköyModa Parkı, Caddebostan Sahili, Moda Sahili, Fenerbahçe Parkı, Kalamış Parkı, Yoğurtçu Parkı, Göztepe Parkı, Selamiçeşme Özgürlük Parkı, Fenerbahçe-Maltepe Sahili
BeykozMihrabat Korusu, Beykoz Korusu, Otağtepe, Hıdiv Kasrı Korusu, Polonezköy Tabiat Parkı
AtaşehirNezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi
ÇekmeköyAlemdağ Ormanı
KartalAydos Ormanı
AdalarBüyükada Tabiat Parkı

Avrupa Yakası’ndaki Park ve Bahçeler

1- Belgrad Ormanı, Sarıyer

Belgrad Ormanı, Sarıyer
Belgrad Ormanı, Sarıyer

Belgrad Ormanı, Bizans ve Osmanlı döneminde İstanbul’un içme suyu kaynağı olarak kullanılmış.

Belgrad Ormanı adını, Kanuni Sultan Süleyman’ın Sırbistan seferi dönüşünde getirdiği Belgradlıların yerleştirişmiş olduğu Belgrad köyünden alıyor. 1956’da düzenlendiğinden beri rekreasyon alanı olarak kullanılmaktadır. Orman, Orta Avrupa ve Akdeniz iklimlerinin etkisi altında kaldığından, farklı bitki çeşitlerinin aynı ortamda yetişmesini sağlamaktadır. Burada farklı türden bitkileri gözlemleyebileceğiniz gibi kuş, sürüngen ve memeli hayvanları da görebilirsiniz. Ormana yönelik av yasağı ve koruma tedbirleri ile de doğal hayatı korumaya hedeflemişler.

Huzur veren bir yer gibi ama bazı günler de insanı çileden çıkarır. Önce bir ton yol ve trafik çek, sonunda vardığında park yeri bulamayıp uzak bir yere part et. Bu yetmiyormuş gibi bi de bak ki yürüyüş parkurunda İstiklal Caddesi’ni aratmayan bir kalabalık… Buna rağmen biz İstanbullular için vazgeçilmeyen yerlerin başında geliyor.

2- Atatürk Arboretum, Sarıyer

Atatürk Arboretum
Atatürk Arboretum – Kaynak: biyerkesfet.com

İstanbul betonlaşmadan kaçıp, biraz huzur biraz doğa bulabileceğiniz yerlerden biri Atatürk Arboretumu. O kadar fotojenik, o kadar romantik ki düğün fotoğrafçısı, dizi seti, eksik olmuyor.Bu park aslında bir müze de olduğu için koruma amaçlı çeşitli sınırlandırmalar ve uygulamalar var. Dolayısı ile örtü serip piknik yapmak, kitap okumak, ya da bisiklete binmek gibi bir niyetle gitmeyin, izin verilmiyor. Burayı 1-2 saatlik hoş bir yürüyüş gibi düşünmekte fayda var. Giriş ücreti ve daha fazla bilgi için tıklayın.

3- Atatürk Kent Ormanı, Sarıyer

Mayıs 2020’de kapılarını açan Atatürk Kent Ormanı, tam da Pandemi dönimde açıldı. Şehrin içinde böyle büyük bir yer olduğuna inanmak oldukça zor. Hacıosman ve Darüşaffaka metro duraklarının arasında kalan kocaman bir alanı kapsıyor. Düzenleme olarak oldukça başarılı olmuş.

Fakat, burayı piknik yapabileceğiniz bir mesire alanı gibi düşünmeyin. Çimlere dilediğiniz gibi oturup yayılıp piknik yapamıyorsunuz. Daha çok aktivite amaçlı düşünülmüş Ayrıca içinde basketbol sahası, çocuk oyun alanları, festival alanı gibi bölümler var.

4- Maslak Karsı, Sarıyer

Maslak Karsı
Maslak Karsı

Maslak Kasrı, Büyükdere Caddesi üzerinde, Maslak Oto Sanayi’nin karşısındaki Askeri ormanlık arazide bulunan tarihi Osmanlı kasırlarından oluşan yeşil alan. İçinde Kasr-ı Hümayun, Mabeyn-i Hümayun, Paşa dairesi, çadır köşk ve limonluk olmak üzere beş tarihi yapı bulunuyor. Yapımına II. Mahmud döneminde başlanan kasır, Abdülaziz döneminde de yeni bölümler eklenerek genişletilmiş. Özellikle de Avrupa saraylarının “orangerie”lerini andıran limonluk adlı sera bölümü çok güzel fotoğraf kareleri vadediyor. Giriş ücretli. Kapıda size kasırların tarihçesini anlatan bir elektronik rehber cihazı da veriliyor. İçinde bir şeyler yiyip içebileceğiniz de bir cafesi de bulunuyor.

5- Emirgan Korusu, Sarıyer

Her sene bahar aylarında Lale Festivali’nin gerçekleştiği Emirgan Korusu, İstanbul Boğazı’nı tepeden gören konumu ile İstanbullular için harika bir yürüyüş parkuru ve piknik alanı. İçinde küçük bir gölet, çocuklar için oyun alanı, Sarı Köşk, Pembe Köşk ve Beyaz Köşk olmak gezip görebileceğiniz tarihi yerler bulunuyor. Sarı Köşk aynı zamanda bir şeyler içebileceğiniz veya kahvaltı edebileceğiniz bir cafe olarak işletiliyor. Lale mevsiminde gelirseniz yürümekte güçlük çekebileceğiniz bir kalabalıkla karşılaşmaya hazır olun. Yılın diğer dönemlerinde ise lale dönemine oranla nispeten daha az kalabalık oluyor.

6, Bebek Parkı, Beşiktaş

Bebek Parkı -İstanbul'daki Park ve Bahçeler
Bebek Parkı – İstanbul’daki Park ve Bahçeler

Bebek Parkı, bundan 30 sene önce, çocuklarınızın yüzyıllık ağaçların arasında rahat rahat koşturabileceği parkı, adaçayı içip simit yiyebileceğiniz klasik kahvesi, badem ezmesi ve mabel sakızı alabileceğiniz Meşhur Bebek Badem Ezmesi ile hafta sonları deniz kıyısında biraz huzur bulmaya gelebileceğiniz ideal adresti. Şimdilerde ise her daim cıvıl cıvıl olan parkın çevresindeki mekanlarda kahvaltı edip “al götür” kahvenizi alarak pazar yürüyüşü yapabilir bir yer halini aldı, Ortaköy’den ya da tam tersi Emirgan’dan yapacağınız yürüyüşünüzün bitişine denk getirip mola verebilirsiniz.

7- Kuruçeşme Parkı, Beşiktaş

Kuruçeşme Parkı
Kuruçeşme Parkı

Kuruçeşme Parkı da Bebek Parkı’na gelmeden karşınıza çıkacak olan, özellikle de tur teknelerinin ve lüks yatların demir attığı bir yer. Parkın hemen karşısında arabanızı park edebileceğiniz bir otopark var. Buraya aracınızı park edip Kuruçeşme Parkı’nı yürüyüş başlangıcı yapabilirsiniz. Kuruçeşme sahilinde kahvaltı veya akşam yemeği için çok güzel seçenekler bulunuyor. Küçük bir alanda olmasına rağmen lise yıllarımda sahilinde balık tuttuğumuz, canımın sıkkın olduğu zamanlarda denizi seyretmek için tercih ettiğim bir yer olması nedeniyle buranın yeri bende ayrıdır.

8- Ulus Parkı, Beşiktaş

Ulus’ta Boğaz gören harika bir konumda kalan Ulus Parkı’nın tadını bizden çok Araplar çıkartıyor. İçindeki şahane manzaralı, pekte şahane olmayan bir cafesi var. Park kısmı ise küçük ve yokuşlu. Yani egzersizden yapmaktan daha çok manzaraya karşı çimlere yayılmaya gelmelik bir park. 

9- Yıldız Parkı, Beşiktaş

Yıldız Parkı
Yıldız Parkı, Beşiktaş

Beşiktaş – Ortaköy arasında yer alan Yıldız Parkı veya Yıldız Korusu, 1600’lerden beri şehrin en önemli yeşil alanlarından biri. 17. yüzyılda Kazancıoğlu adlı bir ailenin özel mülkü olan koru, IV. Murat tarafından satın alınarak kızı Kaya Sultan’a hediye ediliyor. Lale Devri’nde Çırağan Sarayı’nın arka bahçesi olan koru, 1877’den itibaren Yıldız Sarayı’nın dış koruluğu haline gelen koru, 1940’tan sonra Yıldız Parkı olarak halka açılıyor. Şu anda İstanbul Belediyesi’ne bağlı olan parkta spor veya piknik yapabiliyor, dilerseniz içindeki köşklerde bir şeyler yiyip içebiliyorsunuz. Kahvaltını en sevdiğim yer Malta Köşkü 🙂 Açık büfe kahvaltı veriliyor.

10 – Maçka Demokrasi Parkı, Beşiktaş

Maçka Demokrasi Parkı
Maçka Demokrasi Parkı

Anadolu Yakası’nda Caddebostan Sahili neyse Avrupa Yakası’nda oturanlar için Maçka Demokrasi Parkı da o. Spor yapanlar, çocuğunu gezdirenler, şaraplarını alıp piknik yapanlar, köpeği ile oynayanları görmek mümkün. Çok merkezi bir park olması ile de her daim kalabalık. Özellikle havaların sıcak olduğu akşamlarda, parkta iğne atsan yere düşmeyecek denli bir kalabalık oluyor.

Parkın içerisinde kafe var lakin herkes benimde yaptığım gibi çevre marketlerden kendi alışverişini yapıp gelmeyi daha çok tercih ediyor.

11- Ihlamur Karsı, Şişli

Ihlamur Karsı -İstanbul'daki Park ve Bahçeler
Ihlamur Karsı – İstanbul’daki Park ve Bahçeler

Eskiden padişahların günübirlik dinlenme ve ata binme amacıyla kullandıkları kasırlardan biri olan Ihlamur Kasrı şehir içinde gerçek bir vaha. Neo-Barok üsluptaki kasır, 19. yy. Osmanlı yapılarının şehirdeki en zarif örneklerinden. Sultan Abdülmecid tarafından 1849 ila 1855 yılları arasında, dönemin ünlü mimarlarından Garabet Balyan’a inşa ettirilmiş olan Ihlamur Kasrı’nda, biri Sultan Abdülmecid’in resmi işleri ve törenler için kullanılan Merasim Köşkü biri de padişahın çevresindekiler ve haremi için tahsis edilmiş Maiyet Köşkü olmak üzere 2 yapı bulunuyor.

Kasrın en güzel yanı, özellikle de Mart’ın üçüncü, dördüncü haftasından sonra bahçesindeki büyük manolya ağacının iri pembe çiçeklerini açmış olması ve ortaya çıkan enfes kareler. Sırf bu ağacı fotoğraflamak için insanlar o hafta buraya akın ediyor. Ayrıca Maiyet Köşkü pazartesi günleri hariç kafeterya olarak hizmet veriyor. Burada tost ve çay gibi atıştırmalıkların yanı sıra serpme kahvaltı gibi seçenekler de var. Ihlamur Kasrı’na giriş ücretli.

12- Gülhane Parkı, Fatih

Gülhane Parkı
Gülhane Parkı

Osmanlı döneminde Topkapı Sarayı’nın dış bahçesi olan Gülhane Parkı, ismini aldığı gül bahçelerinin bulunduğu bir yermiş. 3 Kasım 1839’da demokratikleşmenin ilk adımı Tanzimat Fermanı burada okunuyor. 1912 yılında İstanbul şehremini Cemil Topuzlu tarafından düzenlenerek park haline getiriliyor ve halka açılıyor. Cumhuriyet döneminde Atatürk, halka latin harflerini ilk kez bu parkta 1 Eylül 1928’de gösteriyor. Atatürk’ün naaşı Ankara’ya gönderilmeden önce, İstanbul’daki son tören burada 19 Kasım 1938 tarihinde yapılıyor. Anlayacağınız üzere bir çok tarihi olaya şahitlik etmiş.

2003 yılında kapsamlı bir renovasyondan geçirilen park içindeki Has Ahırlar Binası da 2008’de İstanbul İslam Bilim ve Teknoloji Tarihi Müzesi haline getiriliyor. Gülhane Parkı’nı, Sirkeci, Eminönü, Mısır Çarşısı, Sultanahmet, Yerebatan Sarnıcı gibi turistik turlarınıza bir durak olarak ekleyebilirsiniz. Lisede okuduğum 90 lı yılların sonlarında parkın içinde küçük bir lunapark bulunuyordu. Hayatımda ilk defa burada kamikazeye binmiştim fhskkgnag asla unutmayacağım 🙂

13- Göktürk Göleti Tabiat Parkı, Eyüp

Göktürk Göleti
Göktürk Göleti

Göktürk Göleti Tabiat Parkı, bir zamanlar sadece Göktürklülerin bildiği bir yerken pandemi sonrası İstanbul’un her yerinden insanların biraz yeşilin içinde hava almak, kalabalıklardan uzaklaşmak için geldiği bir yer haline geldi. Burada yürüyüş veya piknik masalarında piknik yapabilir ya da bisiklete binebilirsiniz. Belirlenen alanlarda mangal yapabiliyorsunuz. Buarada giriş ücretli. Otopark, wc, yeme-içme alanı gibi olanaklar da mevcut.

14- Kemerburgaz Kent Ormanı, Eyüp

Kemerburgaz Kent Ormanı Belgrad’dan kaçanların en yeni gözdesi. 2019’da açılan Kemerburgaz Kent Ormanı, Alibeyköy Baraj Gölü kıyısına, ormanların kucağında bir çayıra kurulmuş. Peyzaj olarak oldukça güzel dokunuşların bulunduğu parkta Belgrad’ı aratmayacak kadar uzun kuyrukları ile sizi şaşırtmasın.

Ormanda kendi bisikletinizle veya alandan kiralayabileceğiniz bisikletlerle bisiklete binme imkanı bulunuyor. Ayrıca çocuk bisikleti, go kart ve akülü araç kiralama şansınız da var. Sonrasında Alibeyköy Baraj Gölü çevresinde yürüyüş yapabilirsiniz. Piknik masalarında piknik yapabilirsiniz. Fakat ateş yakmak ve mangal yapmak, göle girmek ve avlanmak kesinlikle yasak. Giriş ücretli.

15- Çilingoz Tabiat Parkı, Çalatca

Çilingoz Tabiat Parkı
Çilingoz Tabiat Parkı

İstanbul’un arka bahçesi konumunda olan  Çatalca Çilingoz Tabiat Parkı, biz İstanbulluların nefes alabileceği yerler arasında. Çilingoz’a gidildiği zaman deniz, orman, göl ve sazlık manzaralarını bir arada görmek mümkün.

2011 yılında tabiat parkı ilan edilen Çilingoz Tabiat Parkı 17.75 hektarlık bir alanda bulunuyor. Hem trekking severlerin hem de kampçıların oldukça uğrak yerlerinden biri.  Daha detaylı bilgi edinmek isteyenlerde yazımı tıklayıp okuyabilirler.

Anadolu Yakası’ndaki Park ve Bahçeler

16- Fenerbahçe Parkı, Kadıköy

Adını, Bizans döneminden beri burada bulunan ve şu anki yapısı 1857 yılına ait olan deniz fenerinden alan Fenerbahçe Parkı, Kalamış bölgesinin en keyifli yeşil alanı. Bu parkın en önemli özelliğinden beri her sene yapılan İstanbul Caz Festivali’nin “Parklarda Caz” etkinliğinin artık gelenekselleşmiş adresi olması.

17- Caddebostan Sahili, Kadıköy

Caddebostan Sahili

Caddebostan Sahili, bence Anadolu Yakası’nın en favori yeri. Tıpkı Avrupa Yakası’ndaki Maçka Parkı’nda olduğu gibi, burası da özellikle yazın İstanbulluların medeni bir şekilde eğlendikleri, piknik, paten, yürüyüş, koşu yaptıkları, bisiklete bindikleri uzun bir sahil şeridi. Yaz aylarda oturacak yer bulmanın oldukça zor olduğunu söylemekte fayda var. Zira yaz akşamları burada iğne atsanız yere düşmüyor. En keyifli ve popüler yer, Caddebostan Migros’un arka tarafından başlayan ve Fenerbahçe yönüne doğru devam eden kesimi. Bu noktada basketbol sahaları, cafe ve çay bahçeleri, tuvalet gibi hizmetler de mevcut.

18- Moda Sahili, Kadıköy

Moda Sahili de Caddebostan Sahili gibi keyifli yürüyüş alanlarından. Kayalıklarında saatlerce oturup denizi seyredebilirsiniz. Buraya kadar gelmişken 1917 tarihli Moda İskelesi de görülmesi gereken yapılardan. İskele’de ayrıca bir de küçük bir restoran bulunuyor. Hazır buraya gelmişken Moda’ya çıkıp sokaklarında dolaşmayı, şirin cafelerinde bir şeyler içmeyi ve Barış Manço Müze Evi’ni görmeyi de ihmal etmeyin.

19- Göztepe 60. Yıl Parkı, Kadıköy

Göztepe 60. Yıl Parkı
Göztepe 60. Yıl Parkı

Kısaca Göztepe Parkı, her ne kadar büyük ve düzenlenmiş bir park olsada fazla betonerme geldiğinden fazla beğendiğim bir yer değil. İçinde özel tasarım akvaryumlar, lale ve gül bahçeleri, çocuklar için tematik oyun alanları bulunuyor.

20- Selamiçeşme Özgürlük Parkı, Kadıköy

Selamiçeşme Özgürlük Parkı, Bağdat Caddesi’nin yeşil alanı. Şehir içinde kalan ender yerlerden biri. Park içinde hem yürüyüş ve koşu yapabileceğiniz bir parkur hem basketbol veya tenis oynayabileceğiniz saha ve kortlar bulunuyor. Parkın son kısmında yer alan piknik alanları da piknikçiler için düşünülmüş. Park içinde çocuk kütüphanesi, cafe, çok hoş bir Osmanlı yapısı olan Filizi Köşk de yer alıyor.

21- Mihrabat Korusu, Beykoz

Mihrabat Korusu -İstanbul'daki Park ve Bahçeler
Mihrabat Korusu – İstanbul’daki Park ve Bahçeler

Mihrabat Korusu, Osmanlı Imparatorluğu’nun son döneminde Mısır’lı Abbas Halim Paşa’nın kızı Rukiye Hanım’a yüz görümlüğü olarak hediye edilmiş, Kanlıca sırtlarından boğaza bakan, Ortaköy sahili, Rumeli Hisarı, İstinye Koyu’nu gören bir manzaraya sahip. Mihir “Ay ve Güneş” anlamına geliyor. Abad da “güzelleştirmek” demek. Mihrababat ise Ay’ın ve Güneş’in en güzelleştirilmiş hali anlamını veriyor. Şimdilerde içinde restoran, cafe ve özel davet ve organizasyon alanları olan özel bir sosyal tesis olarak işletiliyor. Özellikle de pazar kahvaltısı için ideal yerlerden biri. Yediklerinizi eritmek içinde koruda bulunan 3 kilometrelik parkurda yürüyebilirsiniz.

22- Beykoz Korusu, Beykoz

Beykoz Korusu
Beykoz Korusu

Sultan II. Abdülhamid döneminden kalma Beykoz Korusu, Beykoz ile Paşabahçe arasındaki sırtlardan başlayarak Riva’ya kadar uzanan Abraham Korusu’nun bilindik adı. Boğaz’daki korularının en büyüklerinden olan ve Fransız bahçe mimarları tarafından düzenlenmiş olan koru içinde, asırlık ağaçlar, iki büyük mağara, yürüyüş parkurları, güzel köşkler, kuş evleri, havuzlar bulunuyor. Ayrıca içindeki Beykoz Koru Sosyal Tesisi de Boğaz’ın favori kahvaltı, düğün, nişan, davet ve organizasyon alanlarından.

23- Hidiv Kasrı Korusu, Beykoz

Hidiv Kasrı -İstanbul'daki Park ve Bahçeler
Hidiv Kasrı – İstanbul’daki Park ve Bahçeler

Çubuklu sırtlarındaki kasır, 1907’de Mısır Hıdivi Abbas Hilmi Paşa tarafından İtalyan mimar Delfo Seminati’ye, Art Nouveau tarzında yaptırılmış. Zaten geldiğinizde ortamdaki İtalyan dokunuşunu hemen fark etmemek mümkün değil. Hıdivlik Osmanlı döneminde Mısır valilerine verilen unvan. 19. yüzyıl sonlarında Mısır Hıdivi Abbas Hilmi Paşa, Mısır’daki İngiliz hakimiyetine tepki olarak buradaki arsayı satın alıyor ve Hıdiv Kasrı’nı İstanbul’a hakim bu tepe üzerine inşa ettiriyor.

Mısır İngilizler tarafından işgal edilince Abbas Hilmi Paşa da İsviçre’ye sürgüne gönderiliyor fakat ailesi 1934’e kadar bu kasırda yaşamaya devam ediyor. İstanbul Belediyesi tarafından satın alınarak kamulaştırılmış olan kasır ve onu çevreleyen koru, şimdilerde Beltur tarafından işletiliyor. Hıdiv Kasrı’nın diğer önemli bir özelliği de buharla çalışan ilk asansöre sahip olması. Özellikle sonbaharda ve ilkbaharda güzel olan koruda 1,5 kilometrelik bir yürüyüş yapabilir, sonrasında da köşkün bahçesinde manzaraya karşı kahvaltı edebilirsiniz. Geçen sene restorasyonda görünen kasırının açık olmadığını öğrenmek için mutlaka arayın. Giriş ücretsiz.

24- Otağtepe Korusu, Beykoz

Otağtepe Korusu
Otağtepe Korusu

Hepimizin Instagram’dan görmeye alıştığı ve belkide henüz gidemediği bir yer Otağtepe Korusu. Kavacık’ta, Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nün hemen sağında yer alan o güzel manzaralı tepeden bahsediyorum. Şimdilerde ismi Fatih Korusu Tema Vehbi Koç Kültür Merkezi olsa da eski ismi olan Otağtepe Parkı olarak anılmaya devam ediyor. Zamanında Fatih Sultan Mehmet’in, İstanbul’un fethi için hazırlıklarını yapmak üzere tam burada otağı kurduğu düşünülüyor. Parkın içinde manzara terasları, yürüyüş yolları, TEMA ürünleri satış noktası ve oturma alanları bulunuyor. Hafta sonları çok kalabalık olabiliyor o yüzden güzel fotoğraflar yakalamak için hafta içlerini tercih edin. Parkın içinde yeme içme mekanı yok. Giriş ücretsiz

25- Polonezköy Tabiat Parkı, Beykoz

Polenezköy Tabiat Parkı
Polenezköy Tabiat Parkı

Polonezköy Tabiat Parkı, bol oksijenli yeşilliği, içinde bulundurduğu canlı türleri ile gerçek bir doğa kaçamağı. 3.000 hektar alana yayılan tabiat parkında, 5 kilometre uzunluğunda yürüyüş, koşu ve bisiklet parkuru, seyir kuleleri, kahvaltı etmelik mekanlar, piknik alanları, çocuklar için oyun parkları gibi olanaklar var. Hafta sonu şehirden kaçmak isteyenler içinde konaklama seçenekleri bulunuyor. Burayı en çok kahvaltı etmek için tercih ediyorum 🙂

26- Fethi Paşa Korusu, Üsküdar

Fethi Paşa Korusu, Üsküdar
Fethi Paşa Korusu, Üsküdar

İstanbul’un denize nazır korularından biri de Fethi Paşa Korusu. Adını II. Mahmud ve I. Abdülhamid dönemlerinde valilik, elçilik ve nazırlık yapan Tophane Müşiri Fethi Ahmet Paşa’dan almış. Burası da belediyeye bağlı bir tesisin olduğu yerlerden. Burada Boğaz’a karşı kahvaltı keyfi kaçmaz. Koru içinde tarihi ağaçlar, Cemil Meriç’in 1948-1960 yılları arasında konakladığı köşk dahil olmak üzere iki tarihi köşk, basketbol sahası ve çocuk oyun alanları var.

27- Cemile Sultan Korusu, Üsküdar

Cemile Sultan Korusu ise, II. Abdülhamit’in kardeşi Cemile Sultan’a hediyesi. Şu an ise İstanbul Ticaret Odası tarafından yönetiliyor. İçinde yine İTO’ya ait bir tesis mevcut. Bu tesis özellikle de düğün, davet gibi organizasyonlar için tercih ediliyor fakat kahvaltı için de tercih edilebilir. Koru içinde İTO üyelerinin kullanımına açık yüzme havuzu, basketbol sahası ve tenis kortu gibi sosyal alanlar da bulunuyor.

28- Büyük Çamlıca Korusu, Üsküdar

Büyük Çamlıca Korusu
Büyük Çamlıca Korusu, Üsküdar

İsmini Büyük Çamlıca tepesinden alan koruluk, Osmanlı döneminde edebiyata ve şarkılara konu olmuş gözde gezinti yerlerinden. Küçük Çamlıca Korusu’na göre daha küçük ve daha dar bir alanda bulunuyor. Lütfü Kırdar tarafından 1940’da kamulaştırılmış. İstanbul’u panoramik olarak seyredebileceğiniz Çamlıca Tepesi de burada. Alanda bir şeyler yiyip içebileceğiniz bir restoran da var. Özellikle hafta sonları çok kalabalık olabiliyor.

29- Aydos Ormanları, Kartal

Aydos Ormanları -İstanbul'daki Park ve Bahçeler
Aydos Ormanları – İstanbul’daki Park ve Bahçeler

Güney Ormanları’nın günümüze ulaşan parçalarından biri olan, Kartal’a bağlı Aydos Ormanı, 537 metre ile İstanbul’un en yüksek noktası Aydos Tepesi’ndeki Bizans döneminden kalma kalesi, Aydos Orman Gölü, yürüyüş rotaları ile Anadolu Yakası’nın en gözde mekanı. Buraya geldiğinizde, gölde deniz bisikletine binebilir, çadır kampı veya piknik yapabilir, yürüyüş ve koşu parkurlarından istifade edebilirsiniz. Orman içinde hizmet veren yeme-içme yerleri, piknik ve mangal alanları, çocuk oyun parkı gibi yerler de var. Girişi ücretli.

30- Büyükada Tabiat Parkı, Adalar

Büyükada Tabiat Parkı -İstanbul'daki Park ve Bahçeler
Büyükada Tabiat Parkı, Adalar – İstanbul’daki Park ve Bahçeler

Her ne kadar İstanbul’a bağlı olsa da Büyükada’da bambaşka bir yerde gibisiniz. Burayı da şehirde nefes alma duraklarınız arasına biri olarak yazın derim. Yaklaşık 5 hektarlık bir alanı kaplayan ve içinde kızılçam, erguvan, çitlembik, meşe ve defne gibi türlerin bulunduğu Büyükada, 2011’den beri Tabiat Parkı statüsüne sahip. Adanın özellikle de güney kesiminin tamamını kaplayan yeşillik alanda, deniz manzarasına karşı piknik yapmak, yemek yemek, yürüyüş yapmak ve denize girmek için duş, soyunma kabini, şezlong, şemsiye gibi olanakların da bulunduğu uygun alanlar bulunuyor. Dilerseniz bisiklet kiralayabilir veya adanın merkezindeki saat kulesinin yanından kalkan ve akbille işleyen shuttlelara binerek ulaşım sağlayabilirsiniz.

elifinatlasi

Merhabalar, ben kim miyim? Hayallerinin peşinden koşan, dünyada ayak basmadik yer bırakmak istemeyen, aldığı maaşı uçak biletlerine yatıran, bulduğu her fırsatta kendini yollarda bulan, gülümsemesi hiç eksik olmayan, minyon, çıtı pıtı bir hatun kişiyim :)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir