Elif'in Atlası

''Yaşa, Seyahat Et, Maceraya Atıl, Şükret ve Asla Pişman Olma''

Çini Sanatı Nedir? İznik Çinisi Hakkında Bilgi

Çini Sanatı Nedir? İznik Çinisi Hakkında Bilgi

Çini sanatı, geçmişi Anadolu Beylikleri ve Selçuklular’a uzanan ama altın çağlarını Osmanlı ile yaşayan bir el sanatı. Temelde toprağın fırına girmeden önce şekillendirilip renklendirildiği, sonrasında da en çok mimari yapılarda duvar kaplaması ve dekor malzemesi olarak veya kap, tabak, vazo, sürahi gibi günlük kullanıma dayalı eşyaların kaplanmasında kullanılan, çeşitli tekniklerin bir araya gelmesinden oluşan bir sanat.

İznik Çinisi

İznik Çinisi
İznik Çinisi

Osmanlı’da çinicilik, 1500’lü yıllarda porselene alternatif bir yapı malzemesi olarak üretme amacıyla başlıyor. Çinliler porseleni 1300 derecede yapıyor ama o dönemlerde Osmanlı’da 1300 dereceye uygun fırın yok. Dolayısıyla yeni bir teknik geliştirilmesi gerektiğini düşünüyorlar. Onlar da İznik’in beyaz kili, cam ve yüksek silisyumdan oluşan bir harç yapıyorlar. Silisyum çininin harcındaki ana madde(kuvarsdan elde ediliyor). Bu karışım 1300 derecelere gerek kalmadan 900 derecede pişebilen ve piştiğinde porselen görünümü alabilen bir karışım olduğundan dünyada ünleniyor.

Osmanlı’da İznik Çinisi Gelişimi

Yavuz Sultan Selim Doğu seferinde, 20’den fazla çini ustasını Horosan, Kaşan ve Tebriz gibi şehirlerden toplayıp, bir kısmını İznik’e bir kısmını da saray nakkaşhanesine yerleştiriyor. İşte böylece seri üretim çini devri başlıyor. Saraydaki nakkaşhanede çalışan çini ustaları Osmanlı’ya has desenler üretiyorlar ondan sonra da bunları şablon halinde İznik’e yolluyorlar. Hangi yapının ne kadar metrekaresi çini ile kaplanacaksa, İznik’teki Kadı Efendi’ye ferman geliyor, Kadı Efendi de çinicilerin Ahi Teşkilatı içindeki loncalarının başında bulunan baş çiniciyi yani kaşicibaşıyı çağırıyor ve sipariş edilen miktar İznik’teki irili ufaklı 150 atölye arasında pay ediliyor. Böylece kısa zamanda istenilen sipariş tamamlanıyor. Bu noktada usta çırak ilişkisine dayanan ve belli bir iç disipline sahip, sanatçı ve zanaatkarlardan oluşan loncalara ayrılmış Ahi Teşkilatı’nın payı büyük. Çünkü bu şekilde hem üretilen çinilerin kalite kontrolü sağlanmış oluyor ve hem de çini piyasası çok daha adil bir şekilde yürütülmüş oluyor. Bu şekilde İznik’te üretilen çinilerin en güzel örnekleri, Süleymaniye Cami, Kanuni türbesi, Hürrem Türbesi, Rüstem Paşa Cami, Topkapı Sarayı, Şehzade Mustafa Türbesi, Eyüp Sultan Cami gibi yapılarda görülebiliyor.

17. Yüzyıl ortalarına kadar bu şekilde süren envai çeşit çini üretimi, 17. Yüzyılın ikinci yarısından itibaren Osmanlı Devleti’nin yaşadığı ekonomik sıkıntılar nedeniyle giderek bozulmaya başlamış. Renkler geleneksel özelliklerinin dışına çıkmış, desenler özensizleşmiş. Zaman içinde kalitesi bozulan İznik atölyeleri kapanmaya başlamış.

Çini Nasıl Yapılır?

Çini Nasıl Yapılır
Çini Nasıl Yapılır

kaolen, kum, tebeşir gibi doğal malzemeler ile karıştırılarak hamur haline getirilmektedir. Bu hamur şekillendirilip kuruması adına bir süre beklemek gerekir. İstenen kuruluğu alan hamura astarlama işlemi yapılmaktadır. Bu astarlama işlemi, hamura beyaz bir görünüm kazandırır. Parçalar oldukça yüksek derecesi bulunan fırında bir gün boyu pişirilmektedir.

Ardından kara kalemle çizilen bir beyaz kağıt ile üstü kaplanarak yapılacak çini yüzeyine aktarılır. Bununla beraber çini sanatına siyah renkten oluşan boya desteği ve kobalt ile model kontürleri oluşturulmaktadır. Daha sonra sanatçı bireyin keyfine, hayal dünyasına ve zevkine uygun olan renkler ile iç zemin boyanmaya başlanmaktadır.

İznik Çinisi - Desenin Bezleme Aşaması
İznik Çinisi – Desenin Bezleme Aşaması

Boyanan nesne, camsı bir sırla kaplanıp, pişirilmeye hazır hale getirilir. Sırlanmadan önce mat bir görünüme sahip olan parçalar fırından çıktıktan sonra canlı ve parlak bir renk halini alır. Bundan sonra yeniden ikinci bir pişirilme aşaması daha gerçekleşir. Sonraki aşama ise objenin yavaş yavaş soğutularak, kırılmasının önlenmesidir. Oldukça zor ve zahmetli aşamalardan sonra ortaya çıkan objeler ilgi uyandırıcı olmaktadır ve bu işi zevk ile yapan ustaları halen bulunmaktadır.

Tarih Boyunca Kullanılan Çini Teknikleri

Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde pişmiş toprağın üstüne ince bir astar çekilerek süsleme yapılır ve süsleme tamamlandıktan sonra sırlama işlemi gerçekleştirilir, buna sır altı tekniği denir. İznik çinisinde sır altı tekniği kullanılıyor. Bizansın skrafito tekniği ve slip tekniği denen bezeme tekniği varken. Eski Yunan’ın da neolitik zamanlardan kalma teknikleri var.

Süslemelerde dönemsel olarak değişiklik göstermiştir. Selçuklu döneminde ve öncesinde yapılan çinilerde daha çok geometrik desenler ön plana çıkmışken, Osmanlı döneminde lale, ağaç gibi doğaya dönük süslemeler hakimdir.

Kendi Çininizi Yapın

Benim İznik gezimde workshopuna katıldığım Çinili Konak‘ta seçmiş olduğum bir deseni renklendirme fırsatım oldu. Kendimce birazda fazlaca zor olan bir modeli seçtiğimide itiraf etmeliyim 🙂 Başlarda zor gelsede zamanla keyif alır oldum. Tabağın renklendirmesini yapana kadar bana sabır gösterdikleri için kendilerine çok teşekkür ederim.

Sizde kendi çininizi yapmak isterseniz adres belli Çinili Konak. Gitmeden mutlaka arayarak randevu almayı unutmayın.

elifinatlasi

Merhabalar, ben kim miyim? Hayallerinin peşinden koşan, dünyada ayak basmadik yer bırakmak istemeyen, aldığı maaşı uçak biletlerine yatıran, bulduğu her fırsatta kendini yollarda bulan, gülümsemesi hiç eksik olmayan, minyon, çıtı pıtı bir hatun kişiyim :)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir