Elif'in Atlası

''Yaşa, Seyahat Et, Maceraya Atıl, Şükret ve Asla Pişman Olma''

Malabadi Köprüsü`nden Hasankeyf `e Gezi Rehberi

Malabadi Köprüsü`nden Hasankeyf `e Gezi Rehberi

Malbadi’ den Hasankeyf’e Uzanan Yolculuk

Yavaş yavaş trenle yapmış olduğum gezimin sonlarına yaklaşıyorum. Sabah erken saatlerde Diyarbakır’dan ayrılıp yola koyuldum. Gezinin bu bölümünde araç kiralamak gibi bir fikrim vardı ama maliyeti yüksek olacağından vazgeçip, taksici Mehmet abi ile anlaştık. Gezimin Malabadi Hasankeyf ve Midyat bölümün de Mehmet abi bana eşlik etti 🙂 İletişim bilgilerini isteyenlere verebilirim 🙂 hasankeyf

Malabadi Köprüsü

Yaklaşık 1,5 saatlik yolculuk sonunda Malabadi Köprüsü’ne ulaştık. Yolda birkaç kez askeri bekleme noktasına denk geldik.Herhangi bir sorunla karşılaşmadık.

Batman Çayı üzerinde inşa edilmiş olan Malabadi Köprüsü bütün ihtişamı ile bize karşılıyor. İnsan baktıkça düşünmüyor değil. O dönemde teknoloji yok, statik yok. Nasıl yapmışlar diye öyle bakakaldım bir müddet. Köprünün iki tarafında gelip geçenler kontrol ediliyormuş. Günümüze Batman tarafındaki kapı kalmış.

Malabadi Köprüsü

Üzerinde yazan kitabeye göre Artuklular tarafından 1147 yılında inşa edilmiştir. Dünyada geçmişten günümüze kalan en büyük kemer açıklığına sahip taş kemer köprüsüdür. Üzerinde bulunan insan, güneş ve arslan figürlü kabartmaları ve iki tarafında bulundurduğu barınağı ile eşi az rastlanan köprü örneklerinden biridir.

Malabadi demişken, size bir hikayesini de anlatmak isterim. Karşı köyden bir güzele sevdalanan Xerib, Fatma’yı görmek için her gün Malabadi köprüsüne gidermiş. Bir süre sonra Xerib, kızı istemeye gitmiş. Fakat Fatma’nın babası kızını Xerib’ e vermemiş. Ancak sevdalıların köprüdeki buluşmaları gizlice sürmeye devam etmiş. Bir gün Fatma’nın babası durumu fark etmiş ve gece yarısı köprüde sevdalılara pusu kurmuş. Silahlar ateşlenmiş; köprü ortasında iki sevdalı öldürülmüş. Malabadi Köprüsü türküsünü duymuşsunuzdur belki. İşte o türkünün ortaya çıkmasına neden olan hikaye de budur.

Hasankeyf

Hasankeyf, Dicle Nehri’nin iki yakasına kurulmuş 12 bin yıllık bir geçmişe sahip, insanlığın en eski yerleşim yerlerinden biri olan Mezopotamya bölgesinde bulunmaktadır. Coğrafi konumu nedeniyle yıllar boyu stratejik önem taşımış. Kayalardan oyulmuş evler nedeniyle Süryanice Kifo, yani kaya kelimesinden türetilen Kifos ve Cepha isimleriyle söz edilmiştir. Arapçada ise, ‘’Mağaralar Şehri’’ ya da ‘’Kayalar Kenti’’ anlamına gelen ‘’Hısn-ı Keyfa’’ denilmiştir.

Hasankeyf’te görülmesi gereken çok önemli tarihi yerler mevcut. Bunlardan başlıcaları, Hasankeyf Mağaraları, Hasankeyf Kalesi, Hasankeyf Köprüsü, Ulu Cami, Artuklu Hamamı, El- Rızk Cami ve Zeynep Bey Türbesi’ dir. Bunlardan bazılarından size bahsetmek isterim.

Hasankeyf Gezilecek Yerler

Hasankeyf Mağaraları

Eski çağlardan beri insanların hep bir barınma ihtiyacı olmuş. Eski zamanlarda bunu genellikle kayaları oyarak yapmışlar. Hasankeyf’te de bulunan bu mağara evler, yapılarından hiçbir şey kaybetmeden günümüze kadar gelebilmişler. Yaklaşık sayısı 4000 civarı olan bu evler milattan önce bu bölgede hüküm süren Asurlular, Babillilerin ve Sümerlilerin barınma ve sığınma merkezi olmuş.

Hasankeyf Mağaraları[/caption]

Hasankeyf Kalesi

Yukarı şehir olarak adlandırılan bölgede olan Hasankeyf Kalesi, Roma İmparatorluğu zamanında askeri üs olarak kullanılmış ve manzaraya en hakim konumda bulunmaktadır. Roma döneminde dini işlev gördüğü bilinmektedir. Yaklaşık 200 basamak çıkılarak ulaşılan kale yapılmakta olan baraj inşaatı nedeniyle ziyarete kapalı durumdadır. Geçen ay içinde kale kapısının taşındığı haberler çıkmıştır.

Hasankeyf Köprüsü

1116 yılında yapıldığı bilinen Hasankeyf köprüsü, Dicle Nehri üzerinde bulunmaktadır. Günümüz sadece köprünün birkaç ayağı ulaşabilmiştir.

www.hurriyetseyahat.com[/caption]

13. yy. yazarlarından ibni Şedad‘ın verdiği bilgilere göre köprünün ortadaki kemer açıklığının üzerinde ahşap bir bölüm bulunuyordu. Burası düşman saldırısı sırasında açılır kapanır bir hale getiriliyordu. Böylece köprü, kentin savunmasının bir parçası haline getirilmiştir. Saldırı sırasında köprüdekiler köprünün altında bulunan odalara ve dehlizlere sığınıyorlardı. Kente gelen bazı seyyahlar köprünün ortasındaki bu açılır kapanır boşluklu geçit hakkında bilgiler vermiştir. Bazı kayıtlara göre, köprü üzerinde bir açıklık bulunduğuna işaret etmektedir. Köprünün yıkılmasına gerekçe olarak da bu orta açıklığın köprünün statiğini bozması gösterilmektedir.

Zeynel Bey Türbesi

Hasankeyf deyince akla gelen yapıtlardan biri kesinlikle Zeynep Bey Türbesi. Akkoyunlu devletinin hükümdarı Uzun Hasan’ın Otlukbeli Savaşı’nda şehit düşen oğlu Zeynep Bey için yaptırdığı bir anıt mezardır. Özbekistan mimari örneği olan türbe, çinilerle bezelidir.  

Zeynel Bey Türbesi www.gezimanya.com

Ne yazık ki o hep fotoğraflarda görmeye alışık olduğumuz halini görme imkanım olmadı. Eski bulunduğu yerden taşınarak yeni yapılan Hasankeyf Yeni Kültürel Park alanına taşınmış. Sizlere o eski görüntüsü ile göstermek istiyorum. Zira yeni halinde hiç duygu yok.

Artuklu Hamamı

650 yıllık bir tarihe sahip Artuklu Hamamı. Artuklu mimarisinin güzel örneklerinden biri. Tamamı kesme taşlardan inşa edilen yapı, Osmanlı döneminde Dicle Nehri’nin taşması ile yıkılmış sonrasında aslı uygun olarak yeniden inşa edilmiştir. Artuklu Hamamı’ da diğer taşınan eserler gibi, 9 saatlik bir çalışma neticesinde yeni yeri olan Hasankeyf Yeni Kültürel Park alanına taşınmış.

El-Rızk Cami

Eyyubi döneminde kalma eserlerden biri olan El-Rızk Cami üzerinde bulunan kitabeye göre 811/1409 yıllarında inşa edilmiştir. Günümüze kadar büyük ölçüde tahribata uğramış olan caminin, ibadet kısmı heyelan nedeni sonucu çökmüştür. Günümüze taç kapısı, avlu giriş ve heybetli minaresi gelebilmiştir.

Eylül ayında gittiğimde caminin taşınması için çalışmalara başlanmıştı. O da diğer eserler gibi yeni yerini alacak.

Size son olarak da caminin hikayesini anlatmak isterim. Gerçi çoğunuz biliyorsunuzdur. İki minare de bittiğinde kalfa, sır gibi sakladığı teknikle yaptığı El Rızk Cami’sinin minaresine ilk olarak ustasının çıkmasını ister. Amacı takdir görmektir. Usta minareye çıkar. Minarenin tepesinde kalfa ile karşılaşır. Usta şaşkınlıkla “Buraya nasıl çıktın?’ diye sorar. Kalfa, minareye çıkan ikinci yolu gösterir ustasına. Minareye çıkan iki ayrı merdiven vardır; kalfanın amacı inen ve çıkan insanların birbirini görmemesini sağlamaktır.

Usta, kalfasının kullandığı bu teknikten çok etkilenir ama onu tebrik etmeyi gururuna yediremez. Minareden atlayarak intihar eder. Rivayete göre” boynuz kulağı geçer” atasözü de buradan doğduğu söylenir.

Hasankeyf’le masalsı bir görünüme sahip benim gözümde. Birçok medeniyete ev sahipliği yapıyor olması da etkili buna hal böyle olunca hikayeler de hiç bitmez. Sizi bunlarla doğmak istemem.

Hepimizin bildiği üzere yapılmakta olan baraj projesi ile bu bölge sular altında kalacak. Birçok eser yeni kurulmakta olan Yeni Hasankeyf tarafına taşınıyor. Bunu tartışmasını yapmak istemem kesinlikle, gerçekten baraja ihtiyaç olabilir. Tek üzüldüğüm nokta böyle bir tarihe ve güzelliğe sahip bir bölgenin ne yazık ki sular altına da kalıyor olması. O hep fotoğraflarda gördüğüm kuş bakışı halini gözlerimle göremedim. Üst kısımlara çıkılmasına izin verilmiyordu. Tek tesellim en azından bu durum olmadan bir bölümünü de olsa görebildim.

Sizde tavsiye ederim. Gidebilme imkanınız varsa, sular altında kalmadan sizde görün. Dicle Nehri kışında bir yere oturup kahvenizi için.

Son olarak da Hasankeyf’e nasıl ulaşabilirim derseniz. Batman merkezden kalkan minibüslerle rahatlıkla ulaşabilirsiniz. Aracınız varsa zaten oldukça kolay olacaktır. Bütün yazdığım yerleri 1 gün içinde rahatlıkla gezebilirsiniz.

Hoşçakalın…

Buradan önceki rotam olan Diyarbakır gezi rehberi için Tıklayınız

elifinatlasi

Merhabalar, ben kim miyim? Hayallerinin peşinden koşan, dünyada ayak basmadik yer bırakmak istemeyen, aldığı maaşı uçak biletlerine yatıran, bulduğu her fırsatta kendini yollarda bulan, gülümsemesi hiç eksik olmayan, minyon, çıtı pıtı bir hatun kişiyim :)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir