iÇERİK
Frigya’nın Güzel Yeri Pamukkale
Gezmekten bu sıralar yazmaya ancak vakit bulabiliyorum ☺ Eylül ayında gittiğim güzel Denizli rehberini ancak yazabildim. Yine her zaman olduğu gibi aniden plan yapıp bu sefer de Pamukkale Ekspresi ’ne bineyim diye uğraşmam sonucunda kendimi bir Cuma öğleden sonrası Denizli’de buldum. Benim buraya en çok geliş nedenim Pamukkale ve Hierapolis ’ti.
Denizli merkezde öğleden sonramı geçirirken, Atatürk Etnografya Müzesi‘ni gezmeyi ihmal etmedim. Cumhuriyetin ilk yıllarında parti binası olarak kullanılan yapı Ulu Önder Atatürk’ün 1931 yılında Denizli’ye geldiği zaman kendisine tahsis edilmiş. Müzede bulunan odalardan ikisi Atatürk burada kaldığı zamanlarda kullandığı odalardır. Biri yatak odası, diğeri ise çalışma odası. pamukkale
Müzenin alt katı ise etnografik eserler sergilenmekte ve geleneksel Denizli evleri olarak düzenlenmiş durumda.
Pamukkale Ören Yerine Ulaşım
Yukarıda da dediğim gibi İstanbul’dan gitmek isterseniz Eskişehir üzerinden aktarmalı bir şekilde Pamukkale Ekspresi’ne binebilirsiniz. Ben çok istediğim halde binemedim. Ne yazık ki İstanbul’dan 6:30 trenine binmem gerekiyordu. O saatlerde tren garına ulaşım yok ☹
Tren olmayınca bende baktım uçak bileti epey ucuz atlayıp gittim. Dönüşte ise, otobüsü tercih ettim. Yaklaşık 11-12 saatlik bir yolculukla İstanbul’a dönmüş oldum.
Pamukkale’ ye ulaşım da oldukça kolay. Pamukkale Ören Yerine giden 25 dakikalık bir minibüs yolculuğu ile ulaşım sağlayabilirsiniz.
Pamukkale Ören Yeri Ziyaret Saatleri
Yazın ( 15 Nisan – 2 Ekim ) giriş saati: 08:30 kapanış saati ise 21:00’ dir.
Kışın ( 3 Ekim – 14 Nisan ) giriş saati: 08:30 kapanış saati ise 17:00’ dir.
Ören yeri haftanın her günü açık olup, müze bölümü Pazartesi günleri kapalıdır.
Pamukkale Travertenlerine Giriş Ücreti
Hierapolis Antik Kenti, Antik Havuz ve Travertenler aynı kompleksin içinde bulunuyor. Bu komplekse giriş ücreti 50 TL, Müzekart sahiplerine ise ücretsizdir. Bu ücretle Travertenleri, Hierapolis’i gezmeyi, Antik Havuzu ise seyretmeyi kapsıyor. Antik Havuz’da yüzmek isterseniz onun içinde 50 TL ayrıca ödeme yapmanız gerekiyor. Müzekart bu bölümde geçerli değil.
Travertenlerin Oluşumu
Pamukkale bölgesi antik çağlardan beri kültürel bir merkez ve kaplıcaları ile de ünlü bir yer olmuş.Termal su anlamında DA oldukça zengin tabi ki. Yıllarca şifahane olarak kullanılmış. Yıllarca insanlar şifa bulmak amaçlı buraya gelmişler.
Gelelim bu beyaz rengi nasıl aldıklarına. Termal suların sıcaklığı 35 ile 100 arasında değişmektedir. Oksijenle temas eden sudaki kalsiyum karbonat reaksiyona giriyor ve çöküyor. Bu çöken tortu zamanla ilk zamanlarda jöle kıvamındayken sonraları sertleşiyor ve travertenlere dönüşüyor. Travertenlere bastıkça hissettiğim aslında tam da bu yapı. pamukkale
Kısa Bir Gezi
Pamukkale adını pamuk gibi bembeyaz görüntüsü ile travertenlerden almaktadır. Dünyanın pek çok yerinde buna benzer yapılar bulunmakta ancak binlerce yılda kireç taşı üzerine kurulmuş, kaplıcalar ve travertenler yok. Bunun dışında tapınakları, sütunlarla çevrili sokakları, antik tiyatrosu ile spa antik kenti.
Buradaki termal suların bir takım hastalıklara iyi geldiği bilinmektedir. Hatta içilebiliyor bile. Merak ettiğim için biraz içtim. Tadı soda benzeri, birazda ılık bir su. Şifalısını gördüm mü bilemiyorum 🙂
Bölgede gezi başlamanın en iyi yolu güney kapısı diye geçen yerden başlayarak travertenler boyunca yürümek olacak. Hafif eğilimli bir şekilde tepeye doğru ilerlerken bembeyaz örtünün kapladığı manzarayı seyredip, ayaklarınız altından akan suların sizi sarmasına izin verin. Bazı yerlerin kayabildiğini hatırlatayım. Havuzların içine de girebilirsiniz. Yürürken ara da kalabalık yüzünden zorlandığınız anlar olabilir. Pamuk gibi bembeyaz görüntüyü izlemenin de ayrı bir keyif var. Üst tarafa çıktığınızda oturup dinlenebileceğiniz alan mevcut.
Hatırlatmam gereken bir konu daha var. Travertenlere ayakkabı ya da terlikle basılması kesinlikle yasak. Elinizde taşımak eziyet olacağından yanınıza mutlaka poşet ya da bir çanta alın. pamukkale
Unesco Dünya Mirası Listesi
Pamukkale Travertenleri UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’nde yer alan doğal sit alanıdır. Unesco bu ünvanı verirken belli kurallara uyulmasını ve tabi ki korunmasını istemektedir. Bununla ilgili denetleme yapmaktadır. Kriterlere uygun olmaması durumunda unvanı bile alabiliyor.
80’li ve 90’lı yıllarda turizmde patlaması ile, Pamukkale çevresinde yapılan otellerin yaptığı kirlilik, yeraltı sularının kirlenmesi ve gittikçe artan ziyaretçilerin henüz sertleşmemiş kalsiyum katmanları üzerinde gezmesi Pamukkale’yi karartmış.Öncelikle neredeyse dibinde bulunan oteller kaldırılmış. Çevrede sadece kaplıca turizmi yapan oteller kalmış. Onlarda travertenlerin birkaç kilometre aşağısında yer alıyor.
Bazı bölümlerde su olmadığını gördüğünüzde şaşırmayın. Ben ilk gördüğümde bir sıkıntı var. Herhalde bu bölge ölüyor diye düşünmüştüm. Aslında öyle değilmiş. Sürekli aynı bölgede suyun akması tortuların sertleşmesini önlüyormuş. Hatta kararmalarına bile neden olabiliyormuş. pamukkale
Bu önemler dışında ziyaretçilerin teras kısımlarına girmesine izin verilmiyor. Paçalarınızı sıvayıp, sadece yürümenize izin verilen bölgede ayakkabısız yürüyebiliyorsunuz. Halen yüzme ve sıcak suyu deneyimleyebileceğiniz birkaç teras bulunmaktadır. Bütün bu önemlerin oldukça yerinde olduğunu düşünüyorum. Doğanın bize sunmuş olduğu bu eşsiz harikayı kaybetmek istemeyiz değil mi?
Travertenleri gezdikten sonra, üst bölümü çıktığınızda artık Hierapolis Antik Kenti’nin kalıntıları ile karşılaşacaksınız. Hierapolis hakkında detaylı bilgiyi bir sonraki yazımda paylaşmış olacağım 🙂
görüşmek üzere…
Frigya’nın Kutsal Şehri Hierapolis yazısı için Tıklayınız
