Huzurun Başkenti Gökçeada
Yavaş yavaş yazın geldiği bu günlerde artık yaz tatilinizi geçirebileceğiniz bir yer hakkında bir şeyler yazmak doğru olur diye düşünüyorum. Bunun için ilk Gökçeada’dan başlamak istedim. Eski adı ile İmroz. Burası Türkiye’nin en büyük adası olmakla birlikte güneşin en son battığı İnce Burun bur da bulunmaktadır.
Adaya ulaşım sadece deniz yolu ile olmaktadır. Gestaş’ın feribotları ile ulaşım sağlayabilirsiniz. Araba ile gelenler arabalı feribotla geçebilirler yok ben yaya olarak geleceğim derseniz de Çanakkale’den deniz otobüsü ile 50 dakikalık bir yolculukla adaya gelebilirsiniz. Feribot seferlerini öğrenebilmek için www.gestasdenizulasim.com.tr adresinden bakabilirsiniz. İstanbul’dan otobüsle gelmeyi düşünüyorsanız da Truva ve Metro Turizmin adaya otobüsleri bulunmaktadır.
Ada içinde ulaşımı taksi yada minibüslerle yapabilirsiniz. Ancak minibüsler belli noktalardan geçiyorlar. Benim size tavsiyem adanın bütün gizli kalmış güzelliklerini görmeniz için kendi araçınızla gelmenizdir.
Öncelikle bu adayı sessiz sakin ve gece hayatı olmadan kafa dinlemek isteyen seyahat severlere tavsiye ediyorum. Halen fazlasıyla el değmemiş olmasından dolayı oldukça bakir durumdadır. Kampçılar sizin içinde kamp alanı bulunmaktadır. Hemen limanın yakında bulunan Kaleköy’de mis gibi kahvaltı yaparak güne başlayabilirsiniz. Ufak bir limana sahip şirin bir köydür. Biz kahvaltımızı Mustafa’nın Kayfesi’nde yaptık.sanırım insan bu ada da huzurdan ölebilir. Konaklamak için bu lokasyonu da geçebilirsiniz. Günbatımını da en iyi buradan izleyebilirsiniz. Harika bir göz şöleni sizi bekliyor.
Burda en çok görmenizi tavsiye edeceğim iki köy bulunmaktadır. Zeytinli ve Bademli Köyleri. İkiside Rum köyüdür ve halen Rum vatandaşların yaşadığı köylerdir. Halen nasıl bozulmadan kalabilmişler bilmiyorum ama sizde gidip kendi gözlerinizle görmelisiniz. Taştan yapılma minik evler, çiçeklerle renklenmiş sokaklar, arnavut kaldırımları. Zeytinliköy’de Madamın Dibek Kahvesi’ne de çok güzel bir dibek kahvesi içebilirsiniz. İnsanlar Türkçe konuşurken ki şiveleri gerçekten çok tatlı. Tabi yaşayan nüfuss yaşlılardan oluşmaktadır. Onlara sohbet etmenizi de şiddetle öneriyorum. Bu köy Zeytinli köye göre daha turist olduğundan konaklama vs gibi yerleri bulabilirsiniz.
Ada da birde tuz gölü bulunmaktadır. Bu göl sadece deniz ve yağmur suları ile oluşmuş. Halk tuz ihtiyaçını bu gölden karşılamaktadır. Resmi çekmek isteyenler sabah saatlerinde gün doğarken buraya gelmeniz gerek. Eğer fotoğrafcıysanız özellikle sonbahar aylarında flamingoların fotoğraflarını çekmek için gelebilirsiniz.
Ada oldukça rüzgar aldığından denize gireceğiniz yeri ona göre seçmenizi tavsiye ederim. yazın en sıcak zamanda bile rüzgar olduğu için sıcak sizi bunaltmayacaktır. Su sporlarını sevenler için de oldukça cazip bir nokta. Ada da rüzgar sörfü, Aydıncık Plajında Kitesurf ve Kuzey Ege’nin güzelliklerini görebileceğiniz çok güzel dalış noktaları bulunmaktadır.
Biz adanın güneyinde bulunan Mavi Su Resort Hotel’de kaldık. Ada da tek kendine ait plajı bulunan otel. Otel dedimse de 5 yıldızlı otel olarak düşünmeyin. Kendi plajı olmasından dolayı bizim tercihimiz burdan yana olmuştu. Tavsiye edebilirim. Gecelik yarım pansiyon kişi başı 125 TL ödedik.
Farklı otel tavsiyeleri için Gökçeada’da nerede konaklanır yazımı okuyabilirsiniz.
Bozcaada’ya gittiniz mi bilmiyorum ama gidenler bilir. Deniz olarak Bozcaada gibi soğuk bir denize sahip değil. Plaj olarak nereye gitmek gerek derseniz Aydıncık Plajı, Laz Koyu, Gizli Liman’a gidebilirsiniz. Şehrin gürültüsünden kaçabileceğiniz, kafanızı dinlemek için harika bir tercih Gökçeada. gökçeada
gökçeada
